CERRAHİ İĞNE ANATOMİSİ
CERRAHİ İĞNE ANATOMİSİ
Cerrahi operasyonlar sırasında kullanılan cerrahi iğneler birçok farklı ebat, farklı tip ve farklı şekillerde bulunabilmektedir. Ameliyat alanı veya ameliyat edilecek olan yara dokusunun yapısı operasyon için gerekli olan iğne seçim kriterleridir. Operasyon için gerekli olan iğnenin minimal doku reaksiyonu ile doku içinde ilerlemesi ve iğne boyutu başarılı bir cerrahi operasyon için önemli etkenlerdir. Bunun nedeni cerrahi iğne tipinin uygun olmayan şekilde kullanılmasının doku hasarına yol açmasıdır. İğne için gerekli olan yapının görüntüsü şekil 1’de gösterilmiştir.
Eski zamanlarda kullanılan gözlü iğneler yeniden kullanılabilir ve ekonomik bir yapıya sahipti. Bu özelliklerinin yanında keskinliği daha az bir seviyedeydi. Sahip olduğu göz nedeniyle çift sarmal bir dikişe sahipti ve bu iğne dokudan geçerken daha fazla hasara yol açarak doku travmasına neden oluyordu. Günümüzde kullanılan cerrahi iğnelerin tümü gözsüz iğnelerdir. Sütürler üretici tarafından imalat sırasında iğne ile birleştirilerek cerrahların kullanımına sunulmaktadır. İğne ucunda sütür için bir kanal oluşturularak yumuşak bir geçiş için iğne ve sütür birleştirilmektedir. Gözlü iğneye göre iğne ve sütür kalınlığı daha ince bir yapıya sahip olan bu cerrahi iğneye atravmatik iğne adı verilmektedir. Atravmatik cerrahi iğnelerin sahip olduğu iğne formları farklı şekillerde bulunmaktadır:
Şekil 2. Cerrahi iğne formları.
Düz iğne: İğne tutucusu olmadan da kullanılabilen bu cerrahi iğne genellikle kolay erişilebilir dokularda kullanılmaktadır.
1/4 Daire iğne: Dış bükey yüzeyde ve hassas ameliyatlarda kullanılan cerrahi iğne hafif bir eğriliğe sahiptir.
3/8 Daire iğne: Genellikle büyük ve yüzeysel yaralarda kullanılan iğnelerdir.
1/2 Daire iğne: Uygulama alanları deri, kas, periton ve göz gibi dokulardır.
5/8 Daire iğne: Daha küçük alanlarda manevra yapmayı kolaylaştıran bu iğneler daha çok derin ve kapalı oyuklarda kullanılır.
J iğne: Derin insizyon olan laparoskopik cerrahilerde kullanılır.